Köşkün ön cephesi (1972). (Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları) |
Büyükada'da, Çankaya
(Nizam) Caddesi' nin kuzey (deniz) tarafında yer almaktadır.
Galata'nın tanınmış bankerlerinden
Konstantinos İlyasko tarafından 19. yy'ın son çeyreğinde inşa ettirilen, 20.
yy'ın başlarında da II. Abdülhamid'in "kurenâsından" (yakın
adamlarından) Arab izzet Paşa'nın (ö. 1924) mülkiyetine geçen köşk, paşanın varisleri
tarafından 1976'da bir inşaat şirketine satılmış, iki yıl sonra yıktırılarak
yerine, aynı boyutlara ve cephelere sahip bir yazlık konut yapılmıştır. Ünlü Sovyet devrimcisi L.
Troçki (ö. 1940), mülteci olarak İstanbul'da kaldığı sürenin (1929-1933) büyük
bir kısmını, ailesi ve yardımcıları ile birlikte, sıkı bir polis koruması
altında bu köşkte geçirmiş, Hayatım adlı otobiyografisini,
Stalin aleyhtarı faaliyetlerini yürüttüğü bu köşkte kaleme almıştır. Troçki'nin
ikameti sırasında, Şubat 1931'de bir suikast sonucu olduğu anlaşılan yangında
köşkün üst katı harap olmuş ve sonradan onarılmıştır.
Sovyet devrimci Leon Troçki (Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları) |
Bir bodrum katı üzerine oturan ve kısmi bir çatı katı
ile donatılmış olan iki katlı köşk kagir duvarlı ve ahşap döşemelidir. Setler
halinde deniz kıyısına kadar inen geniş bir bahçenin, caddeye komşu olan en üst
setine yerleştirilen yapı, kuzey-güney doğrultusunda gelişen bir eksene göre
simetrik olarak tasarlanmıştır. Caddeye bakan giriş (güney) cephesinde, zemin kat
sofasına açılan kapı, tam ortada, geriye çekilmiş olan kesimde yer almakta, bu
girintinin üstü bir balkon şeklinde değerlendirilmiş bulunmaktadır. Denize
bakan kuzey cephesinin ortasında da, üstü revakla örtülü bir sahanlık yer
almakta, altında bodrum katına açılan, yuvarlak kemerli bir kapı ile iki
yuvarlak pencerenin bulunduğu bu sahanlıktan, çift kollu merdivenlerle bahçeye
inilmektedir. Revak üzerine oturan teras, ayrıca merdivenler, mermerden
yontulmuş baklavalı korkuluklarla sınırlandırılmıştır. Neoklasik üslubu
yansıtan cephelerde ve revakta antik Yunan ve Rönesans mimarilerinden alınma
ayrıntılar gözlenir. Revağın sütunları Toskana tipinde başlıklarla donatılmış,
bunların üzerine, kilit taşları çıkıntılı yuvarlak kemerler yerleştirilmiş,
zemin kattaki kapılar ve pencereler de aynı türde kemerlerle taçlandırılmıştır.
Dikdörtgen olan üst kat pencereleri ise üçgen alınlıklar (frontonlar) ile
dikkati çeker. Cephelerdeki bütün açıklıkların söveleri beyaz mermerdendir.
Köşkün iç tasarımında
"karnıyarak" tabir edilen orta sofalı planın uygulandığı, zemin kattaki
salonlar ile üst kattaki yatak odalannın, katların ekseninde uzanan sofalara
açıldığı, sofaların uçlarına da her iki cephedeki balkonların yerleştirildiği
anlaşılmaktadır. Bugünkü bina inşa edilirken cephelerdeki ayrıntılar bozulmuş,
salonların ve yatak odalarının tavanlarında yer aldığı bilinen yağlıboya
bezemeler ve tablolar da ortadan kalkmıştır.
Bibl.
Tuğlacı, İstanbul Adaları, I, 286-295.
M. BAHA TANMAN
(Dünden Bugüne
İstanbul Ansiklopedisi, IV;160b)
Köşkün arka (deniz) cephesi (1972). (Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları) |
Çankaya caddesinde 9762 m2'lik bir
alanda eskiden yer alan 52 numaralı bodrum katı ile birlikte üç katlı, çatı arası
ve bahçesi bulunan yarı ahşap köşk, ilk sahibi Konstantinos İliaskos'tan,
yüzyılımızın başlarında, gayrimeşru yollarla Arab İzzet Paşa'ya, onun ölümünden
sonra oğlu Abdurrahman Elabet'e (Eylül
1928), ondan hibe yoluyla oğlu Mehmet Raşit Elabet'e (8 Şubat 1957), onun da ölümünden
sonra varisleri Hatice Mediha, Behiye Reya Elabet, Ömer İzzet Ferit Elabet ve
Nimet Verda Elavet'e (20 Mayıs 1976) geçmiş,
onlardan da Arma Yapı ve İnşaat Ticaret A.Ş. tarafından satın alınmıştır (20 Mayıs 1976). Birinci sınıf eski
eser niteliğindeki köşk, bu tarihte ifraz görüp acımasızca yıktırılarak (28 Haziran 1978) yerine 1101 m2lik bir alanda adı
geçen şirket tarafından ve Mimar Erdem Hamami marifetiyle bugünkü şekliyle
kârgir olarak yeniden inşa edildikten sonra kat mülkiyetine çevrilmiştir (23 Aralık 1980). Görkem ve güzelliğinin
yanısıra köşk, ünlü Sovyet devrimcisi Troçki’nin Büyükada'daki ilk konutu
olması bakımından da apayrı bir önem taşımaktaydı. Köşkün yıktırılmaması için,
çeyrek yüzyıl kadar yaz aylarında kiracı olarak burada oturmuş olan (1950-1976)
Osman Nebioğlu'nun İstanbul vilayeti ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği'ne
yaptığı ihbar ve uyarılar sonuç vermemiştir.
Bildiğimiz kadarıyla içi ortaçağına ait bir İtalyan
sarayını andıran köşkün tavanlarına yağlıboya nefis tablolar resmedilmişti.
Hele büyük salon tavanının bir köşesinde, hatırlarız, koltuğa uzanmış çıplak
bir kadın figürünün çevresinde kanatlı melekler uçuşuyordu.
Köşke, çam, selvi, kestane, incir, armut, erik ve
defne ağaçlarının yetiştiği geniş üst bahçeden varılıyordu. Köşkün giriş kapısının
önündeki avluda fıskiyeli bir mermer havuz vardı. Havuzun oturduğu siyah ve
beyaz desenlerle süslü mermerden oluşan bir zeminden bir kaç basamak aşağıya
indikten sonra, kendinizi köşkün, her iki yanında mermer sütunlar bulunan giriş
kapısında buluyordunuz. Hemen karşınıza gelen geniş bir salona açılan üç büyük
odadan soldaki misafir kabul odası, karşınıza gelen renkli kabartma meyva
süslemeli karton piyerleri olan yemek odası, soldaki ise dinlenme odasıydı. Bodrum
katında, giriş katı salonunun tam altına isabet eden bölümde, büyük bir sarnıç,
mutfak, şarap mahzeni ve mermer tekneli geniş çamaşırhane ve ayrıca müstahdem
odaları bulunuyordu. Köşkün denize bakan bahçesine, geniş mermer bir balkonun
her iki yanındaki merdivenleriyle inilebiliyordu. Bahçede motorlu bir su kuyusu
vardı. Köşkün sahilinde eskiden bir rıhtımla bir iskele bulunuyordu. Bahçede
eskiden mevcut olan ahşap ev, bahçıvan eviydi. Paşa'nın vasiyeti gereğince
bahçıvan, ailesiyle birlikte, köşk ve arazisi ifraz görüp bugünkü sahiplerine
satılıncaya kadar bu evde oturdu. Köşkün ikinci katı Troçki'nin konutu olduğu
sıralarda yandığından onarılmıştı. Bu katta bir hol 4 oda, bir banyo ve bir de mutfak vardı.
(Tarih Boyunca
İstanbul Adaları, Cilt I, sf. 286-289)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder