5 Haziran 2012 Salı

İLİASKO KÖŞKÜ


Köşkün ön cephesi (1972).
(Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları)



Büyükada'da, Çankaya (Nizam) Caddesi' nin kuzey (deniz) tarafında yer almaktadır.
Galata'nın tanınmış bankerlerinden Konstantinos İlyasko tarafından 19. yy'ın son çeyreğinde inşa ettirilen, 20. yy'ın baş­larında da II. Abdülhamid'in "kurenâsından" (yakın adamlarından) Arab izzet Paşa'nın (ö. 1924) mülkiyetine geçen köşk, paşanın varisleri tarafından 1976'da bir in­şaat şirketine satılmış, iki yıl sonra yıktırı­larak yerine, aynı boyutlara ve cephelere sahip bir yazlık konut yapılmıştır. Ünlü Sovyet devrimcisi L. Troçki (ö. 1940), mül­teci olarak İstanbul'da kaldığı sürenin (1929-1933) büyük bir kısmını, ailesi ve yardımcıları ile birlikte, sıkı bir polis koruması altında bu köşkte geçirmiş, Haya­tım adlı otobiyografisini, Stalin aleyhtarı faaliyetlerini yürüttüğü bu köşkte kaleme almıştır. Troçki'nin ikameti sırasında, Şubat 1931'de bir suikast sonucu olduğu anlaşılan yangında köşkün üst katı harap olmuş ve sonradan onarılmıştır.
Sovyet devrimci Leon Troçki
(Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları)

Bir bodrum katı üzerine oturan ve kıs­mi bir çatı katı ile donatılmış olan iki kat­lı köşk kagir duvarlı ve ahşap döşemeli­dir. Setler halinde deniz kıyısına kadar inen geniş bir bahçenin, caddeye komşu olan en üst setine yerleştirilen yapı, kuzey-güney doğrultusunda gelişen bir eksene göre simetrik olarak tasarlanmıştır. Caddeye bakan giriş (güney) cephesinde, zemin kat sofasına açılan kapı, tam ortada, geri­ye çekilmiş olan kesimde yer almakta, bu girintinin üstü bir balkon şeklinde değer­lendirilmiş bulunmaktadır. Denize bakan kuzey cephesinin ortasında da, üstü revakla örtülü bir sahanlık yer almakta, al­tında bodrum katına açılan, yuvarlak ke­merli bir kapı ile iki yuvarlak pencerenin bulunduğu bu sahanlıktan, çift kollu mer­divenlerle bahçeye inilmektedir. Revak üzerine oturan teras, ayrıca merdivenler, mermerden yontulmuş baklavalı korku­luklarla sınırlandırılmıştır. Neoklasik üs­lubu yansıtan cephelerde ve revakta an­tik Yunan ve Rönesans mimarilerinden alınma ayrıntılar gözlenir. Revağın sütunla­rı Toskana tipinde başlıklarla donatılmış, bunların üzerine, kilit taşları çıkıntılı yu­varlak kemerler yerleştirilmiş, zemin kat­taki kapılar ve pencereler de aynı türde kemerlerle taçlandırılmıştır. Dikdörtgen olan üst kat pencereleri ise üçgen alınlık­lar (frontonlar) ile dikkati çeker. Cepheler­deki bütün açıklıkların söveleri beyaz mermerdendir.
Köşkün iç tasarımında "karnıyarak" ta­bir edilen orta sofalı planın uygulandığı, zemin kattaki salonlar ile üst kattaki ya­tak odalannın, katların ekseninde uzanan sofalara açıldığı, sofaların uçlarına da her iki cephedeki balkonların yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Bugünkü bina inşa edi­lirken cephelerdeki ayrıntılar bozulmuş, salonların ve yatak odalarının tavanlarında yer aldığı bilinen yağlıboya bezemeler ve tablolar da ortadan kalkmıştır.

Bibl. Tuğlacı, İstanbul Adaları, I, 286-295.
M. BAHA TANMAN
(Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, IV;160b)

Köşkün arka (deniz) cephesi (1972).
(Kaynak: Tarih Boyunca İstanbul Adaları)


Çankaya caddesinde 9762 m2'lik bir alanda eskiden yer alan 52 numaralı bod­rum katı ile birlikte üç katlı, çatı arası ve bahçesi bulunan yarı ahşap köşk, ilk sahi­bi Konstantinos İliaskos'tan, yüzyılımızın başlarında, gayrimeşru yollarla Arab İzzet Paşa'ya, onun ölümünden sonra oğlu Abdurrahman Elabet'e (Eylül 1928), ondan hibe yoluyla oğlu Mehmet Raşit Elabet'e (8 Şubat 1957), onun da ölümünden sonra varisleri Hatice Mediha, Behiye Reya Elabet, Ömer İzzet Ferit Elabet ve Nimet Verda Elavet'e (20 Mayıs 1976) geçmiş, onlardan da Arma Yapı ve İnşaat Ticaret A.Ş. tarafından satın alınmıştır (20 Mayıs 1976). Birinci sınıf eski eser niteliğindeki köşk, bu tarihte ifraz görüp acımasızca yıktırılarak (28 Haziran 1978) yerine 1101 m2lik bir alanda adı geçen şirket tarafın­dan ve Mimar Erdem Hamami marifetiyle bugünkü şekliyle kârgir olarak yeniden in­şa edildikten sonra kat mülkiyetine çevril­miştir (23 Aralık 1980). Görkem ve güzelli­ğinin yanısıra köşk, ünlü Sovyet devrimci­si Troçki’nin Büyükada'daki ilk konutu olması bakımından da apayrı bir önem taşımaktaydı. Köşkün yıktırılmaması için, çeyrek yüzyıl kadar yaz aylarında kiracı olarak burada oturmuş olan (1950-1976) Osman Nebioğlu'nun İstanbul vilayeti ve Ta­rihi Eserleri Koruma Derneği'ne yaptığı ihbar ve uyarılar sonuç vermemiştir.
Bildiğimiz kadarıyla içi ortaçağına ait bir İtalyan sarayını andıran köşkün tavan­larına yağlıboya nefis tablolar resmedil­mişti. Hele büyük salon tavanının bir kö­şesinde, hatırlarız, koltuğa uzanmış çıplak bir kadın figürünün çevresinde kanatlı melekler uçuşuyordu.
Köşke, çam, selvi, kestane, incir, armut, erik ve defne ağaçlarının yetiştiği geniş üst bahçeden varılıyordu. Köşkün giriş kapı­sının önündeki avluda fıskiyeli bir mer­mer havuz vardı. Havuzun oturduğu siyah ve beyaz desenlerle süslü mermerden olu­şan bir zeminden bir kaç basamak aşağıya indikten sonra, kendinizi köşkün, her iki yanında mermer sütunlar bulunan giriş kapısında buluyordunuz. Hemen karşını­za gelen geniş bir salona açılan üç büyük odadan soldaki misafir kabul odası, karşı­nıza gelen renkli kabartma meyva süsle­meli karton piyerleri olan yemek odası, soldaki ise dinlenme odasıydı. Bodrum katında, giriş katı salonunun tam altına isabet eden bölümde, büyük bir sarnıç, mutfak, şarap mahzeni ve mermer tekneli geniş çamaşırhane ve ayrıca müs­tahdem odaları bulunuyordu. Köşkün de­nize bakan bahçesine, geniş mermer bir balkonun her iki yanındaki merdivenleriyle inilebiliyordu. Bahçede motorlu bir su kuyusu vardı. Köşkün sahilinde eskiden bir rıhtımla bir iskele bulunuyordu. Bah­çede eskiden mevcut olan ahşap ev, bah­çıvan eviydi. Paşa'nın vasiyeti gereğince bahçıvan, ailesiyle birlikte, köşk ve arazisi ifraz görüp bugünkü sahiplerine satılıncaya kadar bu evde oturdu. Köşkün ikinci katı Troçki'nin konutu olduğu sıralarda yandığından onarılmıştı. Bu katta bir hol 4 oda, bir banyo ve bir de mutfak vardı.
(Tarih Boyunca İstanbul Adaları, Cilt I, sf. 286-289)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder